zülfü livaneli'nin son romanında bahsettiği acı verici bir olay... çoğu kişinin yakın tarihi bilmediği bir gerçek! bu roman sayesinde öğrenilen bilgi sahibi olunan ve insanlığın bir yerlere saklandığı zamanlar... kusursuz anlatımıyla harika bir roman ve gerçek bir trajedi...
Struma Trajedisi 1941
Karadeniz'de Romanya’nın bir limanı olan Köstence, Filistin’e* ulaşmaya çalışan Yahudiler için çok önemliydi. Nazilerden ümitsizce kaçmaya uğraşan binlerce Yahudi, İngilizlerin göç kısıtlamalarına rağmen, gemiyle Türkiye üzerinden, Constanza dan Filistin’e doğru yola çıktılar.
12 Aralık 1941 tarihinde, Struma gemisi Köstence’den İstanbul’a gitmek üzere kalktı. Motoru birkaç kez bozulan gemi Köstence'ye dönüp tekrar yola çıkmak zorunda kaldı. Normal şartlarda 14 saatte yapılan 176 deniz mili yolculuk dört gün sürdü.
16 Aralık günü, Struma, Boğazın kuzeyinde Büyükdere’ye vardı. Türkler, Bükreş'te Filistin için İngilizlerden vize almayı başaran 8 kişi ve doğum yapmak üzere olan bir kadın hariç yolcuların gemiden inmesini yasakladılar ve Struma karantinaya alındı.
Gözetimle görevli Türk askerleri dışında, gemiye sadece 3 kişinin binmesine izin verildi: Simon Brod, İstanbul Yahudi cemaatinden Rıfat Karako, ve İstanbul’da Romanya Denizcilik Servisinin temsilcisi Dan Malioğlu. Bu insanlar, İstanbul Hahambaşılığına Amerikan Yahudi Komitesi tarafından gönderilen 10.000 dolar ile satın alınan sıcak yemekleri yolculara dağıtabilmek için tam 1O gün izin beklemek zorunda kaldılar.
Brod, Malioğlu ve Karako, Kızıl Haç’ın yardımıyla yolculara yiyecekleri dağıttılar ve tarafsız ülkelere, Sovyetler Birliğine ve İngilizlere çağrıda bulundular. Gemide koşullar kötüleşmeye başlamıştı. Malioğlu yolculara bazı ilaçlar sağlayabildi.
10 Ocak günü, kaptan Garabetenko, Türk yetkililere ve İngiliz Büyükelçiliğine panik içinde bir mektup gönderdi. 19 Ocak’ta, Yahudi Ajansı İngilizlerden mültecileri kabul etmelerini istedi.
63 gün süren feci bir bekleyişten sonra, 13 Şubat’ta, Moshe Shertok 11-16 yaş arasındaki 28 çocuk için İngiltere vizesi alabildi! Türk yetkililer karantinayı kaldırmayı reddettiler.
Bu red cevabıyla paniğe kapılan Struma yolcuları, geminin iki tarafına üzerlerinde büyük harflerle "Yahudi Göçmenler" ve "Bizi kurtarın" yazılı beyaz çarşaflar astılar.
23 Şubat GÜNÜ, 200 Türk polisi Strumanın etrafını sardılar, suya atlamaya çalışanları ateş etmekle tehdit ettiler ve gemiye asılan çarşafları yırttılar. Makineciler gemiye sabotaj yapıp onarılamaz hale getirdikten sonra yetkililer Struma’ya demir almasını emrettiler. Sonunda Türk donanması gemiyi Karadeniz'e çekti.
24 Şubat 1942’de, geceyarısı saat 2:00 de Struma bir Sovyet denizaltısı tarafından batırıldı. Kurtarma tekneleri geldiğinde gemiden geriye kalan sadece 4 yüzen cesetten ibaretti!
19 yaşındaki David Stoliar bu trajediden kurtulan tek kişi oldu. Bir Türk askeri hastanesinde tedavi edildikten sonra İstanbul'da hapsedildi ve sorgulaması iki hafta sürdü. Ne ile itham edildiğini sorduğunda, "Türkiye’ye vizesiz girdiğini" söylediler.
Stoliar sonunda serbest bırakıldı. Simon Brod onu karşıladı ve hayatta olmasının bir mucize olduğunu, fakat gerçek mucizenin Türklerin elinden sağ çıkması olduğunu söyledi. Çünkü Stoliar felaketin hayatta kalan tek tanığıydı...
Türk hükümeti bu trajedi konusunda sadece bir kez konuştu ve Türkiyenin "bu felakette hiçbir sorumluluğu olmadığını ", hükümetin yaptığının "sadece topraklarına yasadışı yollardan girilmesini önlemek" olduğunu söyledi...
- Şile kıyılarına vuran cesetleri toplayan ve kurtulan tek kişi David Stoliar’la ilgilenen balıkçı İsmail Aslan facianın yaşandığı günleri anlattı…(2)
« 69 yıl önceki trajedinin son tanığı İsmail Aslan(88), “Geminin battığını cesetler çıkana kadar bilmiyorduk. Sabah saatlerinde Feneraltı mevkiine bir tahta salın üzerinde 5 ceset geldi. Ne olduğunu anlayamadık ve kıyıya yakın bir mezarlığa gömdük. Ayazma Plajı’na gelen çok sayıda cesette yakındaki kumsala gömüldü. (…) Kürekçilerin 1 kişiyi kurtardığını öğrenip aşağı indiğimizde, benim yaşlarda bir adamın battaniyelere sarılı sobanın başında oturduğunu gördüm. Dilimizi bilmediği için konuşamadık ama gözlerindeki mutluluğu gördüm. Hepimize gülerek bakıyor ve ısınmaya çalışıyordu. Çay verdik ve O’na yakın davrandık. O’na kendimi Siyam İsmail olarak tanıttım. Jandarma ertesi gün gelerek genç adamı Üsküdar’a götürdü” dedi.
Şile’ye 59 yıl sonra ziyaret
Stoliar’ın 2001’de kendisini ziyarete geldiğini söyleyen balıkçı İsmail Aslan, “10 yıl önce barakama bir kadın ile yaşlı bir adam geldi. Kadın Türkçe biliyordu. Adam bana Struma’dan kurtulan David Stoliar olduğunu söyleyince çok şaşırdım. Bana sarıldı ve ellerimi tuttu. 1 saat barakamda kaldılar. (…) ” diye konuştu.
Stoliar, kendisini kurtaran kürekçilerin bağlı olduğu şimdiki Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne dönüşen Umumiye Müdürlüğü Can Kurtarma İstasyonu’na da gitti ve denizcilerle 1-2 saat vakit geçirdi. Emekli kıyı emniyeti kaptanı Mustafa Taşlı, “Stoliar kendisini kurtaran 6 kürekli kayığı görmek istedi. Biz de koruduğumuz 5 kürekliyi gösterdik. Yaşamdan umudu kestiğinde kayıktakilerin el uzattığını söyledi. Almanlardan kaçmak için gemiye bindiklerini ama ölüme yakalandıklarını belirtti” dedi. Taşlı, “Stoliar, ‘Sabaha karşı öleceğini düşündüğü anda suya vuran kürek sesleriyle kurtulduğunu anladığını’ söyledi. Karnını doyuran, giysi veren ve ısıtan Şilelileri hiç unutmayacağını defalarca dile getirdi” diye konuştu.
“Balıkçı Siyam İsmail’den başka iz yok”
Şileli Sabri Kayacık ise, Struma faciasında ölenler için bir anıtın yapılmadığını, mezarlarının yerinin bile belli olmadığını vurguladı. Kayacık, “Büyüklerimiz 40-50 cesedi çıktığı yere yakın olan ve kumu yumuşak olduğu için kolay kazılan Ayazma Plajı’nın üzerindeki alana gömüldüklerini anlatırdı. Bazı cesetler ise Feneraltı’na gömülmüş. Kimse ilgilenmediği için ne yazık ki Şile’de Balıkçı İsmail dışında Struma’dan iz kalmadı” dedi. »
(*) Filistin : Latince Palestina. Roma döneminden beri Akdeniz ile Ürdün nehrinin doğusundaki çölün arasında bulunan tüm bölgeye verilen isim. 1921 yılında Haşemi Ürdün Emirliğinin kurulmasından bu yana, Ürdün nehrinin batısındaki bölgeyi belirtmek için İngiliz Manda hükümetinin kullandığı isim.
KAYNAKLAR
1-http://www.terredisrael.com/infos/?p=24840
2-http://www.hurriyetkampus.com/strumanin-son-tanigi-siyam-ismail.aspx?pageID=238&nID=7532&NewsCatID=262 GÖKHAN KARAKAŞ
2-http://www.hurriyetkampus.com/strumanin-son-tanigi-siyam-ismail.aspx?pageID=238&nID=7532&NewsCatID=262 GÖKHAN KARAKAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder