Fatih Sultan Mehmed’in 3 oğlu vardı. Bunlardan Mustafa, babasının sağlığında bir hastalık sonucu 24 yaşında hayatını kaybetti. Fatih Sultan Mehmed vefât ettiğinde taht için iki vâris geride kalmıştı. Bunlardan biri Sultân II. Bâyezid iken, bir diğer Cem Sultan’dı.
Osmanlı şehzadeleri yetişmeleri için çocuk yaşta sancak yönetimlerine gönderilirlerdi. Şehzade Cem de henüz 9 yaşındayken Kastamonu’ya, 15’indeyken de Karaman sancağına çıkarıldı. Şehzade Bayezid’in ise yine 9 yaşındayken Amasya sancagına çıktı. O günkü şartlara göre; şehzadelerin başkente yakın veya uzak sancaklara gönderilmelerinin bir anlamı, bir nevi onların tahta uzak veya yakın tutulduklarına işaret etmekteydi. Tahta davet haberi ulaştığında, başkente yakın olan şehzadelerin padişahlık şansı, diğerlerine göre yüksek oluyordu. Cem Sultan bu yüzden bile tahta yakın oldugu görülüyor.
Cem Sultan’ın da taht mücadelesi için haklı sebepleri de vardı. Nitekim Bursa’ya geldi, adına para bastırıp,hutbe okuttu. Fatih’in padişahlığı döneminde doğduğu için tahta geçmesi gerektiğine inanıyordu. Fakat daha sonra İstanbul’dan gelen kuvvetler sebebiyle Konya’ya çekilmek zorunda kaldı. Ardından daha güneye indi, Mısır’a ve derken Hicaz’a…
Akabinde taht için mücadelesini bırakmadı.Bazı teşebbüslerde bulundu, fakat sonra kendisini Rodos Adası’nda, ardından Fransa’da
ve daha sonra Roma’da Papa’nın karşısında buldu…
Koskoca bir imparatorluğun yıllarca Avrupaya karşı elini kolunu bağladı. Abisi Bayezid’in şüphe içinde yaşamasına vesile oldu.
Beyazıd verdiği tavizlerle, Cem’in zapt altında tutulması için azami çaba harcadı, Osmanlı altınları ”Cem’in masrafları” adı altında rodos şövalyelerine ve ertesinde papalığa aktarıldı .
Talihsiz şehzade, esaret altında geçen 13 yılın ardından fransaya nakli esnasında vefaat etti. Zehirli bir ustura ile tıraş edilerek öldüğü bilinen hanedanın en bahtsız şehzadenin ölümü ile de sular durulmadı ve cesedi dahi devletler arası çekişmelere neden oldu.
Bayezid kardeşinin ölümünü haber aldığında 3 günlük yas ilan etti. Gıyabi cenaze namazı kıldırdı. Cenazenin Osmanlı topraklarına defni için aradan 4 yıl geçmesi gerekti.
Cem sultanın hayatta kalan oğlu Murad ise babasının vefaatından sonra Rodos’ta kalarak hıristiyanlığı seçti. Bu şehzade, daha sonra Kanuni Sultan Süleyman tarafından Rodos’un fethiyle teslim alındı ve öldürtüldü.
Osmanlıda devletin selameti için hac farizası hanedanlığın üyeleri tarafından yerine getirilemezdi. Lakin bunun tek istisnası vardır. O da Cem Sultandır. Osmanlı hanedanında Cem Sultandan başka hiç kimse hacca gitmemiştir.
Cem sultan, Osmanlı tarihinin hüzünlü bir yaprağıdır.
Şehzade, sultan olan abisine hitaben;
“sen bister-i gülde yatasun şevk ile handanBeyazıd da cevaben demiş ki:
ben kül döşenem külhan-ı mihnette sebeb ne”
(Sen neşe içinde gül gibi yaşarken ben dert içinde sürünüyorum, bunun sebebi nedir?)
“çün rûz-i ezel kısmet olunmuş bize devlet,ALINTIDIR.
takdîre rıza vermeyesin böyle sebeb ne?
haccü’l-haremeynüm deyüben davi kılırsun
bu saltanat-ı dünyeviye bunca talep ne”
(Bana bu saltanat ezelden kısmet olmuş kadere razı olmaman niyedir, Mekke ve Medine’ye gittiğini iddia edip durursun öyleyse bu dünya saltanatına talebin niyedir?)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder